27 Mart 2011

Can Çıkmadı ya, Umutluyuz

Son bıraktığımız yerden devam edelim…

İçerde Antalyaspor maçında hatalı 2 gol yememize rağmen 2 kere eşitliği yakaladık. Taraftar son yarım saat yerine oturmadı. Son dakikalarda rakip 1 kişi eksilmişken ve gol ararken Murat’ın yaptığı işgüzarlık, en kötüsünden alınacak 1 puanı ve olası 3 puanı derinlere gömdü. Maç içinde kaotik ortamlara alışkın olmayan taraftar maç sonu dayanamadı ve Murat’ı damgaladı: “Satılmış Murat!”
Menajer oyunculuk yaptığı gerekçesiyle kulüpçe şikayet edilmiş ve sonrasında PFDK’ca 4 maç cezalandırılmış bir adamı kaptan yapmak nasıl bir akıl işidir, ayrıca sorgulayalım. Anlayamadığım, illa ki sahada yaşı en büyük olan mı kaptan olur; yoksa yaşı kısmen büyük ve takımı sahiplenmeyi bilmiş olan mı? Murat’ın Kasımpaşa oyuncusu olmayı benimseyemediğini maç sonu attığı yumrukta ve “Futbola önümüzdeki sezon başka takımda devam edeceğim.” açıklamalarında gördük. Kadro dışı bırakılmasından ziyade sözleşmesini hemen feshetmek yerinde olacaktır.

Kocaeli’nde oynanan Trabzonspor deplasmanı çalınmayan penaltılarımızla hatırlanacak. Tıpkı Kadıköy’de kaçan penaltımız gibi… Dipnot olarak geçen sezon Trabzon’daki maçta skor 1-0 iken verilmeyen bariz penaltımızı (Cenk’in düşürülmesi) hatırlatalım.

Manisaspor Karabükspor gibi inişi çıkışı belirsiz orta sıra takımı olarak geldi buraya. Pozisyonların karşılıklı olduğu maçta Varela beni şaşırtmaya devam edercesine bir frikik golü attı. (Ankaragücü maçında da frikiği direkten dönmüş, Robledo tamamlamıştı.)

Üst üste alınan 2 maçın ardından 4 maçta minimum 5 puan bizi ayakta tutacaktı ama sadece 3 puan alabildik. Ayrıca bu periyotta hesaplarımızdan öte gelişen Sivas ve Buca takımlarının Antep ve Kayseri takımlarını mağlup etmesi oldu. Sivas deplasmanı ve Konya maçı beklenirken bu 2 takımın alıp başını gitmesi ve Manisaspor’u yendiğimiz hafta Sivasspor’un Buca’dan 3 puanla dönmesi artık son darbe oldu belki de.

Matematiksel olay gerçekleşmedikçe acı çekeceğiz gibi görünüyor. Basit bir istatistikle noktalayalım… İlk yarıda 8 puan almıştık, ikinci yarının 9 haftasını 9 puanla geçtik. Neyse, dediğim gibi düşmeyi garantilemedikçe ümitler sönmeye başlayan bir kıvılcım misali…