Bu sezon geç başladı. Çünkü Temmuz’un ilk Pazar’ında şike skandalı patlak verdi. Bir başka açıdan, şike yapılmış bir sezonda küme düştüğümüz ortaya çıktı. Yönetimden birkaç suni hamle yaratacak açıklamalar gelse de tek değişen Süha Sidal’ın ceza alması oldu. Açıkçası bu sezondan itibaren Türk futbolu çok ilginç bir halde seyredecek. Ve klasik bir deyişle artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
TFF’nin açık bir irade ortaya koyamaması, elde delil olup karar verilememesi, hiçbir şey olmadan sezonun başlaması şike iddiaları kadar ilginç gelişmelerdi. Ta ki UEFA’nın müdahalesiyle Fenerbahçe’nin Avrupa’ya gidememesine kadar… UEFA beyan ettiği fikirle Türkiye’yi olası bir cezadan kurtarırken TFF diğer Türk takımlarına böyle bir yaptırım uygulamayarak işleri iyice allak bullak etti.
Şike gözaltıları başladı başlayalı bu konu etraflıca yazıldı çizildi ve tartışıldı. Bu detaylara girmeyeceğiz. Ancak bazı Fenerlilerin hiçbir şey olmamış gibi isyanları, kupayı iade eden Beşiktaş’ın bu kupayla vize aldığı Avrupa’da maçlara çıkması ve tüm bunların ötesinde takımcılık yaparak Türk futbolunun kirliliğini konuşanlar Türk futbolu adına ileri atılan adımları geri döndürmekten başka bir işe yaramıyor.
Öyle ya da böyle olayların siyasi boyutlarının bile söz konusu olduğu bu gündem çok şey getirip götürecek; ancak başlayan sezonun ardından alınan yanlış kararların dönüşü olmayacak. Hangi kararların yanlış veya doğru olduğunu ise soruşturmanın seyri ve zaman gösterecek. Bu süreçte Süper Lig kadar olmasa da tehlikeli bağlantılar barındırmış olan Bank Asya 1. Lig’den 6 yabancılı ve bu lige göre kaliteli kadromuzla ciddi bir avantaja sahibiz. İlk 2 yolundaki kaderimizin belirlenmesinde ise tekrar göreve gelen Uğur Tütüneker’in, hali hazırda yönetimin ve gel git içerisindeki taraftarın payı etkili olacaktır.