25 Eylül 2012

Sırada Diyadin Varmış

Metin Diyadin geçen sezonun ikinci yarısında kötü giden takımı üst üste gelen 2 mağlubiyet sonrası 28. haftada devraldı. Play-off maçlarında önce Konyaspor’u sonra finalde Adanaspor’u geçen Kasımpaşa tekrar Süper Lig’e yükseldi.

Ciner’in kurduğu şirket yönetimi futbol takımını play-off aşamasında satın aldı. Süper Lig’e çıkma başarısı gelince transfer süreci Kasımpaşa için çok hareketli geçti.

Hoca olarak ise sezon başında Mustafa Denizli başta olmak üzere birçok isimle görüşüldü. Ancak hiçbiriyle anlaşma sağlanamayınca Metin Diyadin’le yola devam edildi. İstenilen düzeyde bir teknik adam getirilememesinin temel faktörü takımın bir antrenman sahasının bile olmamasıydı. Yani kulüp binası ve stat dışında tesis yoktu.


Diyadin lige beklentilerin biraz üzerinde bir başlangıç yaparak takımı 5 haftada ilk 3 sıraya taşıdı. 3 maç kazandı ki, 9 puan Süper Lig’deki en parlak başlangıcımız olarak kayıtlara geçti.

Şahsen ben Metin hocanın başarı sağlayamayacağı için devreye kalmadan gönderileceğini düşünüyordum. Semtte birçok kesim de hocadan ümitsizdi. Fakat öyle bir zamanlamayla Diyadin kovuldu ki, elini vicdanına koyan herkes hocaya ayıp edildiğinde hemfikir olmalı...

Başkan vekili H. Hilmi Öksüz, kararı şirket programının prensiplerine dayandırarak alınan sonuçlarla ilgili olmadığını belirtti. Metin Diyadin ise bugün yaptığı açıklamada, ‘futbolcu tercihlerini teknik adamlar, teknik adam tercihlerini de yönetimler yapar’ deyince sebep net şekilde ortaya çıktı.

Yani Diyadin yönetimin istediği oyuncuyu oynatmadığı için sıkıntılar oluştu ve kovuldu. Oynatılmayan ismin Uruguaylı Santiago Garcia olduğu konuşuluyor. Eyüp’le oynanan hazırlık maçında izlediğimiz Garcia’nın henüz hazır olmadığını düşünen hoca bence haklı...


Sonuç olarak hocanın gönderilme sebebi, gönderilme stili yönetimin yaptığı yanlışlara yenisini ilave etmesidir. Yerine kim gelirse gelsin...

Şimdi Kasımpaşa son 9 sezonda 11. teknik direktörünü bekliyor. Ne yazık ki farklı gündemlerden ötürü lig başladığından beri futbol üzerine pek konuşamıyoruz.

NOT:
Bu arada kombine satışı ve Antep maçında bilet satışı yapılmayan Kapalı Maraton’un hem kombineleri hem de Fener maçı biletleri satışta... Taraftarın bu tribünden uzaklaştırıldığına değinmiştik ya; diğer tribünlerin kombinesi 150 TL olmasına rağmen bu tribünün kombinesi 500 TL olarak açıklandı. Semtten kim alabilecekse?

19 Eylül 2012

Önce Arma, Sonra Kapalı... Sırada Ne Var?

Kapalı Maraton Kimin?
Kombineler beklediğimiz gibi Kapalı Maraton satışı olmadan başladı. Antep maçında maçı izleyenlerin büyük kısmı Açık Maraton’daydı. Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi’ne tahsis edilen Açık Kale Arkası’nda az bir kitle, Kapalı Maraton’da ise aşağı yukarı 100 kişi vardı.

Kapalı Maraton’da yıllarca B blokta maç izlemiş biri olarak mevcut durum içimi acıtıyor. Kasımpaşa’nın asli taraftarı VIP tribünün bulunduğu Kapalı Maraton’dan uzaklaştırılıp kale arkalarına veya açık tribünlere yönlendirilmiş durumda.

Arma olayı tazeliğini korurken gerek kombine satışında gerekse Antep maçı biletlerinin satışında Kapalı Maraton’dan herhangi bir satışın olmaması başarılarla, reklamlarla, hediyelerle uyutulan camiayı uyandırmalıdır. Bu hareketlerin taraftarı adeta asimile etme politikası olduğunu düşünmek pek doğal. Yeni yönetimin devşirme taraftar kazandırma fikri de bu durumu destekleyen etkenlerden… Yani 14.000 kişilik statta 5.000 kişilik tribün VIP yapılacak değil ya? Üstelik konuya dair henüz bir açıklama yapılmadı.

(BÜYÜTMEK İÇİN FOTOĞRAFI TIKLAYIN)
Tribünlerde Boykot Etkisi
Arma olayını defalarca ele aldık. Semtte boykot kararı alan birçok tribün grubu Cumartesi günü maça gitmedi. Bundan dolayı Antep maçı tenis müsabakasından farksız bir tribün atmosferinde oynandı. Öyle ki, 2010’dan beri forma giyen Hüseyin Kala “Tribünlerdeki sessizliği hissettik.” derken; maç, Kasımpaşa tarihinin iç sahadaki en az sesli maçı olarak tarihe geçti.

Stadı dolduran yaklaşık 4.000 kişinin ortalama 1.000-1.200’ünün semt dışından futbolseverler ve BB Gençlik Merkezi’nce davet edilenler olduğunu tahmin ediyorum. Semtimizden protesto için maça gidenler ise başarılı bir girişim veya faaliyette bulunamadı.

Tribünlerin sahipsizliği sürüyor. Yakın zamanda önemli gelişmeler olacağı kulağımıza geldi; fakat bir ışık görünmüyor.

Basında Paşa Gündemi
Futbolla orta hallice ilgilenenler arasında dışardan Kasımpaşa’daki arma olayı pek bilinmiyor. Buna ilaveten futbol yorumcularının birçoğu pek araştırma sevmedikleri için TV ekranlarında bu konuya değinmediklerini gördük. İnternet medyasına ulaştırılan bilgiler yazılı ve görsel basında da yer almak için çalışmalar yürütülmelidir.

Sonuç
Yerelden Kasımpaşa’nın gündemi bu şekilde görünüyor. Ben de 2. sırada olmamızın değerlendirmesini, oynanan futbolun teknik analizini veya Özer’in gol sevincini, Coulibaly’nin sakatlanmasını, Pintos’un formasını kapan taraftarı burada yazmak isterdim. Ancak yukarda bahsettiğim son aylardaki bu tür gelişmeler semtte daha önemli yer tutuyor. Taraftarla ilişkisi pek iyi gitmeyen yeni yönetime bu yazıda son bir mesajım var: “Unutmayın, siz yokken biz vardık!”

9 Eylül 2012

Sahipsiz Tribünler

3. ligde tanıştık bu sevdayla, karlar altındaki Gebze maçında da tribündeydik, eski Kayseri’den 4 yerken de… Son 6 yılda 3 defa Ankara’ya giden takımı hiçbirinde yalnız bırakmadık. Yeri geldi 2. lige hüzünle, Süper Lig’e coşkuyla ‘merhaba’ dedik. 

Hep eskileri dinledik, okuduk. Semtte dolaşan efsanelerin hikayeleriyle büyüdük ve çoğu zaman ‘vay be’ dedik. Bu semt nice kabadayılar çıkarmıştı nâmları dillere destan…

Eskiden tribünlerde amigomuz vardı, sokaklarda ağabeylerimiz... Sonraları, Facebook çıktığından mıdır bilinmez, kimlerce yönlendirileceğimizi şaşırdık. Ne idüğü belirsiz karakterler türedi. Delikanlı ağabeylerimizin etrafında bir anda tüm mirası sahiplenen birileri çıktı. Sustuk, nasılsa efsaneler gözden kaybolsa da bir gün geri dönerdi. Ama olmadı. Yıllardır Kasımpaşa tribünleri efsane liderine bir türlü kavuşamadı. Eline klavyeyi alan Paşa’landı, 50 kişi toplayan kendini tribün lideri sandı.



Tüm bunları neden mi yazıyorum? Çünkü Kasımpaşa camiası son yıllardaki en değişik günlerini yaşıyor ve bir o kadar da sahipsiz günler… Arma değişti, bu sevdaya gönül verenlerin % 90’ı durumu kabullenmedi; ancak ne bir hareketlenme var ne de bir işaret… Bunu beceremeyen bir taraftar, mesela deplasmana otobüsü nasıl alacak? Yönetimler taraftarı her zaman yanına çekmek veya susturmak ister. Bugünlerde Kasımpaşalı ne yazık ki bu duruma çanak tutuyor.

Gerçekten üzülüyorum. Efsane armamızı 3-5 aylık yöneticiler değiştirdi; ama bir kişi çıkıp kulübe yürütemedi bizi, bir kişi çıkıp tepki için toplanalım demedi. İmza toplama adına verdiğimiz teklife pek rağbet göstermemiş olacak ki ağabeylerimiz ‘ne yapabilirsin’ diye bile sormadılar.

Özellikle taraftara açık ilk maç olan Gaziantep müsabakasını bekliyorum. Bakalım tribünler nasıl olacak? Kitlesel olarak maça gidip protesto etmek veya maça gitmemek kararı bile alınamadı. Hani ‘Beşiktaş’ta baskı olur, Kasımpaşa’da istediğinizi yapabilirsiniz’ diyen, ‘Beşiktaş taraftarlıktır, Kasımpaşa iştir’ diyen Zafer Yıldırım tepkilerin beğeniye dönüşeceğini umuyordu. Öyle mi oldu Kasımpaşalı? Unuttun mu her şeyi? 


***

Her sezon muhakkak bir şeyleri geç halleden Kasımpaşa’da son olarak kombineler -geç de olsa- satışa çıkıyor. Yıllardır maç izlediğimiz kapalı tribünün A-B-C-D bloklarına dair kombine bilgisi verilmedi. Büyük ihtimalle bu kısmın kombinesi çıkmayacak. Çarşamba günü satışların başlamasıyla durumun netleşmesiyle bu konuyu da ele alacağız.

4 Eylül 2012

3 Haftada Yeni Kasımpaşa

Kasımpaşa camiası lige ses getiren transferlerle ısındı bu sezona. Ağustos ayı başında ortaya çıkan arma değişikliği ise yeni bir gündem oluşturdu. Ancak ligin 3 haftası geride kaldığında görüyoruz ki, toplanan 6 puan, arma konusundaki tepkileri bastırmış.

Bu sezon birçok oyuncusuyla yollarını ayırıp 17 yeni ismi kadrosuna katan Paşa, Metin Diyadin’le Süper Lig’e devam ediyor. İlk hafta Galatasaray’a kaybeden Paşa, içerde Karabük’ü dışarda Elazığ’ı mağlup etti ve 3. hafta sonunda 2. sırada yer aldı. Semt civarında tablodan ve gidişattan memnun olanların sayısı hayli fazla…



Geride kalan haftaları değerlendirerek, eldeki mevcut kadro yapısının gereken kapasitesini kullanıp iyi bir oyun yansıttığını düşünmüyorum. Yendiğimiz takımların yetersiz oyun yapılarıyla küme düşme adayları olduğu iddiama dayanarak, alınan 6 puanın ve edinilen 2. sıranın başarıdan memnun olmak için yanıltıcı olduğunu savunuyorum. Görünen o ki, küme düşme korkusundan uzak bir sezon bizi bekliyor; fakat ilk 8 gibi bir başarının geleceğini öne sürmek için gereken şartlar henüz oluşmadı.

İyi bir kadro kuruldu; ancak lig yolunda ne Metin hocanın ne de taraftarın olumlu katkısına dair elde bir verimiz yok. Takıma son katılan isimlerden olan Djalma Campos’un yararı, yıldız kaleci Isaksson’un savunmaya sağladığı güven, Abdurrahman ve Hakan’ın başarılı oyunları bizi sevindiriyor. Uche ve Ernst’in ise takıma henüz adapte olamadıkları gözümüzden kaçmadı.

Milli maçlar için verilen aranın ardından Gaziantep maçıyla yenilenen Kasımpaşa, taraftarıyla buluşacak. Açıkçası, armayı geri isteyen taraftar maça gidecek mi, gitse de nasıl bir organizasyona şahit olacağız; merak içindeyim…

Gerçek taraftar takımın başarısını/başarısızlığını göz önüne almayıp efsane arma gibi manevi değerlerinin peşinden gidendir. Semtin taraftar profilini bu sezon daha iyi gözlemleyebilmek için, gerek kadronun oturması gerekse lig fikstürü itibariyle Kasımpaşa adına sezon 4. haftayla başlayacak diyebiliriz. Bakalım, görelim, izlemeye devam edelim…